Önce suya el atıyorlar, suyu önce durdurup sonra akış yönünü değiştiriyorlar, yeni damarlardan yeni topraklara akan sular kendi yandaşlarının tarlalarını ekinlerini suluyor, öbür tarafta insanlar susuzluktan ölüyor ama hiç mi hiç umurlarında olmuyor, tarlaları sulansın da cepleri dolsun gerisini boşver gitsin..
Memleketlerini süsleyen bitkiler ağaçlar ormanlar onlarla beraber yağmurlar
ardından hayvanlar tek tek ölmeye başlıyor..
Genleriyle oynanamış tohumları getirip dayatıyorlar bu arada, yerli tohumlara el koyuyorlar, yasak ediyorlar, binlerce çeşit yerli tohum yok ediliyor, yeni tohumları böcekler kurtlar nedense çok seviyor, silip süpürüyorlar. ''Hasat, mahsül'' çiftçi bunları artık kelime olarak biliyor ama yüzünü bir daha göremiyor..
Normalde 1 tabak yerli pirinçle akşama kadar tok gezen adem, gen teknolojisi ile üretilen pirinçten 1 tabak yiyor 2 saat sonra nedense karnı tekrar acıkıyor..
Yabancı ürünler sinsice hakim oluyor piyasaya, reklamlarla allanıp pullanıp kimyasallarla ömrü uzatılmış gıdalar insanlara sunuluyor, parası olana tabii,
olmayan hergün helvaya talim ediyor, onu da bulamayan çamurdan kek yapıp yediriyor çocuklarına..
işte Sömürgeciler Afrika'yı Hindistan'ı böyle katlettiler, şimdi sırada kim var tahmin et bakalım..
Akp hükümetinin yerli tohumları yasakladığından haberin var mı?
Ekenlerin tarlalarını ise söktürdüğünden? Ormanlık arazileri artık burası ormanlıktan çıkmış deyip tekrar ağaçlandıracağına 2b kanunuyla sudan ucuza sattığından?
Karadeniz'de Doğu ve Güneydoğu'da Köylülerin suyumuzu vermeyiz diye feryat figan ayaklandığını yandaş medyanın haberlerinde duydun mu hiç?
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen