27.10.2010

das Wort war Gott- 4

Wie viele und verschiedene Wörter es gibt, Unzählbar..

"Himmel" "Buch" "All" "Nichts" "Bibel" "Quran" "Leben" "Tod" ...
und welches Wort fällt in dein Gedächtnis hinein?
ist es Gott? sind diese Worte Gott? Wenn man die Grenzen im Verstand wegschafft, dann ist die Antwort JA. Und dann ist das Wesen was wir Gott nennen, nicht mehr etwas was der Verstand Begreifen kann. Sondern etwas Überdimensionales..

Dazu kommt noch dass dieses Wesen nicht "nur" das unfassbare Wort ist..

20.10.2010

İlah'ın rengi

(De ki: "Hayatımız) Allah'ın rengi (ile renklenir!) Kim (hayata) Allah'tan daha güzel renk verebilir, eğer gerçekten O'na kulluk ediyorsak?"
ne kara olabildim siyah gibi, ne ak olabildim beyaz gibi, bizim rengimiz gri, biz Allah´in boyasıyla boyanmışız..

Bu mesaji mümin ve kafirin aynı çatı altında bulunduğu bir Alman forumunda ''die Farbe Gottes= İlah'ın rengi'' başlığı altında ying yang sembolü ile yayınladık, cevaben: sen Rabbimize bir renk mi isnat ediyorsun? dediler, Kimi de O'nun bir rengi yoktur ki dedi, biri de O'nun rengi pembedir dedi kimi bütün renkleri saydı.. ardından dedik ki, biz Rabbimizin rengi Gridir demedik ki, bizim rengimiz gridir dedik bu biir, ikincisi demek ki Kutsal metinlerde geçen bir kelimeyi, yapraktan okunduğu gibi değerlendirmemek lazım, bir renk kelimesinin içine onlarca renk sığdırılmış ise, bastığımız ''kelimeleri'' toprak deyip geçmememiz lazım..

Gri: Yeşil gibi aydınlık ve karanlığın kesiştiği bir karışım, yeşil hayatın rengi, gri ölümün, çoğu insan için sıkıcı bir renktir, gölgenin rengi de gridir, ve elinde olmadan hareket eder..

Duanın gücü

Amerikali araştırmacı Dr. N. J. Stowell duanın gücünü bilimsel olarak ıspatlamayı başardı.
Bu önemli araştırmayı kendisinden dinleyelim:


Tanrının insani bir tasavvurdan başka birşey olmadığına inanan koyu bir ateisttim.
Hayat sahibi, bizi seven ve kudret sahibi ilahi bir varlığa inanamıyordum.
Günün birinde bir kliniğin Patoloji labaratuvarında çalışıyordum. Görevim beynin yaydığı dalga boylarını ve bunların gücünü araştırmaktı. Araştırmalarımız sonucu beynin tıpkı bir radyo istasyonu gibi çalıştığını tespit ettik. Araştırmalarımız boyunca bundan daha fazlasını da tespit ettik. Birbirinden tamamen farklı özelliklere sahip bir dizi dalga boyları keşfettik.
Ekip arkadaşlarımızla beraber heyecanlı bir deney yapmaya karar verdik.
Ruhun bedenden ayrıldığı ölüm anında beyinde neler olduğunu gözlemleyecektik.
Bu deneyimiz için hastalığına rağmen neşesini koruyan, ruh hali ve morali normal gözüken bedenen durumu ağır ve beyin kanseriyle mücadele eden bir hanım hastada karar kıldık.
Bu hanım Hz.İsa’ya iman etmiş ve ömrü boyunca bu inanç ile yaşamıştı.
Ölümünden kısa bir süre önce çok hassas ölçümler yapabilen kayıt sistemimizi odasına kurduk. Bu sistem bize o son anda beyinde oluşan şeyleri gösterecekti.
Son sözlerini duyabilmek için yatağının üstüne mikrofonu bağlayıp yan odaya geçtik ve gözleme başladık.


Aklı selim 5 bilim adamıydık, içlerinde en katı ve en uyanık olanları da bendim. Ölçüm aletlerimizin önünde heyecanlı bir bekleyişe geçtik.
Ortada 0 noktası, sağa doğru 500 derece pozitif ve sola doğru 500 derece negatif ölçüm yapabilen bir ölçüm aracımız vardı. Aynı aletle kısa bir süre önce bir Radyo istasyonu üzerinden 50 Kw güç kullanarak bir mesaj yayımlamış, bu mesajı dünya etrafında dolaştırmış ve bize dönüşünde de 9 derece pozitif bir ölçüm kayıt etmiştik.


Hastanın durumu iyice ağırlaşmış ve artık son anlarına yaklaşmıştık. Kadın birden bire Rabbisine dua etmeye O’nu yüceltmeye başladı. Kendisine haksızlık eden bütün insanları affetmesi için O’na yalvardı: ‚‚biliyorum ki bütün güç ve kudret senin elindedir, hayatım boyunca bana yaşama gücü verdiğin ve beni gittiğim her yere taşıdığın için sana şükranlarımı sunuyorum.‘‘ Yaşadığı bunca olaya rağmen O’na olan sevgisinde hiçbir değişim olmadığını ve kurtarıcısı Mesihi görebilecek olmanın sevincini ve heyecanını dile getirdi. Bunun ardından kadının üzerine tarif edilmez bir huzur ve sevgi hakim oldu..


Bu tablo karşısında biz, ölçüm aletlerimizin başında adeta harap olmuştuk, ne için burda bulunduğumuzu dahi unutmuştuk, gözyaşlarımızdan utanmadan birbirimize bakınıp duruyorduk. Çocukluğumdan bu yana hiç bu kadar çok ağladığımı hatırlamıyorum öylesine etkilenmiştim. Kadın duaya devam ederken birden bire ölçüm aletimizden sesler gelmeye başladı, bi baktık ki ibre +500 e vurup duruyor. Bu ölçüm ile inanılmaz bir keşfe şahit olmuştuk:


Ölüm anında Allah ile bağlantıya geçen hasta bir kadının beyni, 55 Kw güçle bütün dünyaya yayımladığımız Radyo mesajından 55 kat daha güçlü bir etkiye sahipti,


Araştırmamızı geliştirmek amacıyla aynı deneyi inançsız bir insanla da yapmaya karar verdik, Hemşirelerden bize bu duruma uygun ölümcül bir hasta bulmalarını rica ettik,
Bir süre sonra aynı sistemle inançsız bir insanı ölüm anında gözlemlemeye başladık,
adam son derece sinirli ve ağzı bozuk biriydi, herşeye bağırıp çağırıyor yetmezmiş gibi Tanrı hakkında dahi ileri geri laflar ediyordu. Yine ölçüm aletimizden sesler geliyor, ve baktığımızda ibre -500 e vurup duruyordu. Bu gözlem sonrasında deneyimizin sonuna gelmiş, Allaha inanan ve inanmayan insanın durumunu bilimsel olarak ıspatlamıştık. O anda ateist dünya görüşüm sarsılmıştı, imansızlığımın ne kadar gülünç birşey olduğunu kendi gözlerimle görmüştüm. Düşüncelerin bu kadar büyük bir etkiye sahip olduğunu kim tahmin edebilirdi ki? Sadece ölüm anında değil, her AN’da?


Nereye gidiyor bunca enerji? Uzayın derinliklerine mi yükseliyor? Orada ne yapıyor?


Bu deney sonunda bir şeyden emin oldum, düşüncelerimizle her an dünyaya ve kaderine etki ediyoruz, ve dahası; insanlar kendilerini hasta ve güçsüz de hissetseler aslında çok önemli bir görevleri var: dualarıyla dünyayı daha iyi bir yörüngeye sokmak. Hiçbir dua ve düşünce yok olmuyor, enerjisi dünyayı sarıp kuşatıyor. Hikayenin ikinci kısmı da çok önemli, olumsuz düşüncelerin ne kadar zararlı olduğunu görüyoruz, onlar da bir enerji oluşturuyor ve dünyaya yayılıyorlar.


Otto Roesermoeller’in: Öte alemden yardım, duanın etkileri. Dua ile meydana gelen ani iyileşimlerin tıbbi tutanakları kitabından tercüme edilmiştir. (Karl Rohm- yayınevi)

12.10.2010

kod661: HZ. MEHDİ’NİN ZUHURU

kod661: HZ. MEHDİ’NİN ZUHURU: "Bilindiği gibi başlangıcı olan her şeyin, bir sonu da olacaktır. Dünyanın da bir başlangıcı olduğu gibi, sonu da vardır ve bu da Kıyamet..."

66 isim

Allah sadece Allah değildir. Allah ismi 66 isimden oluşan başka bir isim topluluğunun bir Hüsnasıdır. 66 isimden oluşan bu isim topluluğunda ise isimler yoktur onun yerine harfler/semboller vardır, örneğin bizim Allah diye zikrettiğimiz anahtar isim bu tabloda yalnızca 'H' diye geçer. Bu isim topluluğuna camii olan O isim ise.. işte O cennetin ve cennettekinin zikridir.